top of page
  • Yazarın fotoğrafı Nedim TAKTAK

TÜRKİYE'NİN EN GÜZEL 10 KASABASI

Güncelleme tarihi: 5 Haz 2018

Ülkemiz sınırları içinde kendine has özellikleri ve güzellikleri olan birçok yerleşim var. Bazıları küçücük ama etki alanı büyük bir köy, bazıları bir kasaba veya ilçe görünümünde.Ama hepsinin ortak özelliği taşıdıkları doğal ve kültürel değerlerle hemen akla gelmeleri.Tabii en güzel 10 deyince çeşitli itirazlar da olacaktır. Kime göre en güzel on?..Ben veya bazı yorumcular, gezginler böyle düşünmüşken, bir başkası benim onum bu değil diyebilir ona da saygı duymak gerekir. Gerçekten ülkemiz o kadar güzel mekanlara sahipki listeyi istediğiniz kadar uzatabilirsiniz..İkinci on, üçüncü on diye devam eder, çünkü güzel ülkemiz bunu hakkediyor.

İŞTE ÜLKEMİZİN EN GÜZEL 10 KASABASI MİDYAT, Mardin ilinin bir ilçesidir. Dinlerin (İslam, Hristiyanlık, Ezidilik) ve dillerin (Türkçe, Kürtçe, Arapça ve Süryanice) buluşma noktasıdır Midyat. MÖ 9. yüzyıl Asur tabletlerinde Matiate olarak tanımlanır. "Matiate" Aramice/Süryani bir isim ve "köyüm", "vatanım", demektir. Asur kralı II. Asur Nasırpal Tur Abidin'in Aramileri talan ettikten sonra, bu savaşın tarihi tablalar yazılmıştır. Midyat'taki ilk Süryani Hıristiyanlar da mağaralarda yaşardı. Midyat tarih boyunca birçok kere kuşatılıp talan edilmiştir. Son olarak Birinci Dünya Savaşı'nın karanlık günlerinde, "Ferman" yılında, kasaba sakinlerinin üçte ikisi yaşamını kaybetmiştir. Ancak 1930 yılından sonra kasaba yeniden canlanmış: Kiliseler, evler ve bazı mekanlar onarılmıştır. Ondan sonra yerleşim düzeni zamanla oturmaya başlamıştır.Yüzyıllardır farklı dinlere mensup insanların bir arada yaşadığı tarihi yerleşim. Sasaniler devrinde kurulduğu rivayet ediliyor. Bir başka adı da ibadet edenlerin diyarı anlamında ‘‘Turabdin.’’ Turabdin Süryani Metropolitliği'nin merkezi olan Midyat'ta Süryaniler 7 kilise ve Mor Gabriel Manastırı'yla geleneklerini sürdürüyorlar. Son yıllarda göç nedeniyle Süryani nüfusu azaldı. Sevan Nişanyan Midyat için, ‘‘Mimari yapısı bakımından Türkiye'de tek: Baştan başa bir mücevher. Mükemmel bir Ortaçağ labirenti’’ diyor. Cumalıkızık, Türkiye'nin Bursa ilinin Yıldırım ilçesine bağlı bir mahalle. Uludağ'ın kuzey eteklerinde kurulmuş beş Kızık köyünden biridir. Cumalıkızık Etnografya Müzesi burada bulunmaktadır. 2014'te Bursa ile birlikte UNESCO Dünya Mirasları arasına girdi.Kuruluşu yaklaşık 1300'lü yıllara denk gelmektedir.Bir vakıf köyü olarak kurulan köyde, tarihi doku çok iyi korunmuştur ve Osmanlı erken döneminin kırsal kesim sivil mimari örnekleri günümüze ulaşmayı başarmıştır. Bu özelliği nedeniyle çok ilgi çeken ve ziyaret edilen bir yerleşim yeri olmuştur. Sık sık tarihsel filmlere mekan olmaktadır.Uludağ etekleri ile vadiler arasında sıkışıp kalan köylere kızık adı verilmiştir. Diğer kızık köylerindeki köylülerin eskiden Cuma namazı için toplandığı yer olduğundan bu köyün Cumalıkızık adıyla anıldığı söylenir. Bir başka söylence de, Osman Bey'in köyün kurulduğu günün cuma günü olması sebebiyle bu köye "Cumalıkızık" adını vermiş olduğudur.Köy meydanında köy geçmişine ait eşyaların sergilendiği bir de müze (Cumalıkızık Etnografya Müzesi) bulunur. Köyde, Haziran ayında "Ahududu Şenliği" yapılmaktadır. Ünlü "Cumalıkızık evleri" moloz taş, ağaç ve kerpiçten yapılır, genelde üç katlıdır. Üst katlardaki pencereler kafesli veya cumbalıdır. Ana giriş kapılarındaki kulplar ve tokmaklar dövme demirden yapılır. Evler sarı, beyaz, mavi, mor renklere boyalıdır. Evlerin arasında kaldırımsız, taş döşeli, çok dar sokaklar bulunur. KALEKÖY, Sadece denizden ulaşılabiliyorKekova Adası'nın tam karşısında. Karayolu bağlantısı olmadığı için yalnızca denizden ulaşılıyor. Simena kentinin üzerine kurulduğu için yapılaşma yasak. Birkaç pansiyon var. Dantel gibi kıyıları, denizi ve Kekova Adası'nı St. Jean şövalyeleri tarafından yaptırıldığı sanılan kaleden seyredin. Kaleköy açıklarındaki Kekova, ıssız bir ada. Kaleköy'e bakan kıyısındaki deniz altındaki Batıkkent'in kalıntılarıyla ünlü. KULA, Tipik Osmanlı kasabasıKula adı bir Lidya kenti olan Klanudda'dan geliyor. Eski evleri, şifalı suları, halıları, birbirinden enfes yemekleriyle meşhur. Çatıları birbirine değen daracık sokaklarıyla tipik bir Osmanlı kasabası. Çok güzel küçük pansiyonları, yeni yeni hareketlenmeye başlayan lokantalarıyla turizmin önemini kavramış.Kula mimari, etnografik, arkeolojik, tarihi ve görsel değerleri ile Ege’nin ilçelerinden biridir. Bölgede yapılan kazılarda Katekekaumene (Yanık yöre) sınırı içinde Demir Köprü barajı yakınındaki Divlit’te ilkel insanın ayak izlerine rastlanılmıştır. Bunun yanı sıra yapılan kazılarda M.Ö. 56 yılına ait mermer kabartma ve kitabelerden Kula ve çevresinin önemli bir yerleşim alanı olduğu ortaya çıkmaktadır. ŞİRİNCE, Eski adı Kırkınca ya da Çirkince olan Şirince Selçuk'a yedi kilometre uzaklıkta bir cennet. Eski bir Rum köyü. Mübadele döneminde boşalıyor ve 1924'te Selanik ve çevresinden gelen Türk aileler yerleştiriliyor. Mimarisi bölgeden farklı. Tüm evler kagir, çok pencereli. Pencere kenarları ve saçakları resim ve kuş motifleriyle süslü. Köyde iki kilise, restore edilmiş bir okul ve manastır var.“Şu yeryüzünde cennet diye bir yer varsa, bizim kırkınca -şirince- cennetin bir parçası olması gerekir”Benden Selam Söyle Anadoluya -Dido SotiroyoÜnlü yazar Dido Sotiroyo, Şirinceyi anlattığı kitabında, böyle bahseder Şirinceden. Gerçekten Şirince cennet parçasıdır. Köye gidiş yolunun etrafındaki zeytin, mandalina ağaçları arasında başlayan yolculuk, zeytin ağaçlarıyla süslenmiş gibi kıvrım kıvrım yolun sonunda eski rum evleri ve şarap yapılan üzümlerin nefis kokusu sizi karşılar.Çeşitli şaraplar, özellikle meyve şarapları, zeytin ve zeytinyağı, sabun, kadınların yapmış olduğu çeşitli el işleri, doğal bitkiler ve çaylar, taşlarla döşeli dar sokaklarda, nefis gözleme kokuları arasında gezinti yaparsınız. Beypazarı Ankara'nın 100 kilometre batısında, eski Ankara-İstanbul yolu üzerinde. Hititler'den başlayıp tam yedi uygarlığa ev sahipliği yapmış. Bilinen en eski adı Lagania, ‘‘Kaya Doruğu Ülkesi’’ demek. Bizans döneminde piskoposluk merkezi. Osmanlının toprak rejimi ve askeri sisteminin bel kemiğini oluşturan Tımarlı Sipahi merkezlerinden biri. Yöredeki sipahi beyine atfen Bey Pazarı deniyor. Ticari hayatın canlılığının ifadesi olan hanlar, çarşılar, el sanatları hálá yaşıyor.Beypazarı,konakları ile meşhurdur. Genellikle iki ya da üç katlı olan konaklar yapılırken işlevsel ve kültürel detaylarla bezenmişlerdir. Bu Evler zemin katları taş, üst katları ahşap iskelet içine ahşap veya kerpiç dolgu sistemi kullanılarak inşa edilmiş. Bahçeli evlerin bir özelliği olan ve "çantı" olarak da bilinen "guşgana", tipik Beypazarı evlerinin en üst kısmında bulunan küçük bir bölüm. Bu bölüm inşaata yarıda kalmış hissi verse de aslında kasten o şekilde yapılandırılmıştır. Beypazarılılar, hem aileleri genişlediğinde evi büyütme ihtimalini düşünerek hem de yiyeceklerini kuruturken veya muhafaza ederken de yararlanmak amacıyla böyle bir yapı tercih etmişler. Guşganalar yazın sıcaktır; kışlık ihtiyaçlar kurutulur ve kış geldiğinde de o aylarda soğuk olan bu kısımda bozulmadan saklanır. Yarının erzakını bugünden hazır eden tedbirli Beypazarılı, sıcak kanlı olduğunu da evlerini birbirine bitişik yapmış olmasıyla açığa vuruyor. EDREMİT, Mavi gölün yeşil gerdanlığı‘‘Edremit Van'a Bakar/İçinden Çaylar Akar’’ türküsündeki Edremit burası. Van'a 18 km uzaklıkta. Çevresi salkım söğütler, telli kavaklarla çevrili. Sayısız çayın Van'a kavuştuğu güzergahta kurulmuş. Mehmet Yaşin'in deyimiyle mavi Van Gölü'nün kıyısında yeşil bir gerdanlık. Evler kavak, söğüt, karaağaç, dışbudak, ceviz, armut ağaçlarının arasında kaybolmuş. Tarihi MÖ 900'lere uzanıyor. İlçeyi çevreleyen Urartular döneminden kalma 51 kilometre uzunluğundaki kanal, hálá sulama işlevini sürdürüyor. Birçok yabancı gezgin ve kent plancısı bu kanalı görmek için Edremit'e geliyor. Safranbolu'nun bilinen tarihi MÖ 3000'e kadar uzanıyor. Bölgenin ilk çağ tarihindeki adı Paflagonya. Üçbölük, Hacılar Obası ve Akören köylerinde kaya mezarları ile Roma-Bizans dönemine ait tümülüsler görülüyor. Önce Selçuklu, 1392'de ise Osmanlı topraklarına katılmış. Çekül ve Turing'in çabalarıyla koruma altına alındı. Evleriyle meşhur oldu. Kente turist akını olunca geleneksel zanaatlar canlandı. Yöresel yemekleri yapan lokantalar açıldı. Safranbolu lokumunu yapan atölyeler hayat buldu.Meşhur Safranbolu Evleri, 18. ve 19. yüzyıl Türk toplumunun geçmişini, kent kültürünü, ekonomisini günümüzde yaşamaya devam eden en önemli yapı taşları. Tüm evler kendilerine göre daha merkezi konumdaki kamu binalarına, dini yapılara ve anıt eserlere dönük olarak inşa edilmiş. Hangi evden bakılırsa bakılsın manzara kapanmıyor. Evlerin yakın plan cepheleri kör, uzak plan cepheleri açık ve birbirlerini izleyecek konumda. Doğa - insan - ev; sokak - ev, sokak - çarşı ilişkileri son derece düzenli ve dengeli olan evlerde çevreye olduğu kadar komşuya da saygı egemen. Çünkü hiçbir ev diğerinin görüşünü engellemiyor. Evlerin yapımında taş, kerpiç, ahşap ve alaturka kiremit kullanılmış ve bahçeler sokaktan taş duvarlarla ayrılıyor.UNESCO'nun 17 Aralık 1994'de Dünya Miras Listesi'ne aldığı Safranbolu, Türkiye'de bulunan yaklaşık 50.000 korunması gerekli kültür ve tabiat varlığının 1.125'ini barındırır. Bu nedenle, müze kent durumundadır. TİRE, Eski adı Teira olan Tire Hitit, Frigya, Lidya, Pers, Helen, Roma ve Bizans dönemlerini yaşadı. Osmanlı devrinde Aydın vilayetinin sancak merkezi oldu. Özellikle II. Murad ve Fatih dönemindeki imar hareketleri, Tire'yi imparatorluğun önemli kentleri arasına soktu. 15-18. yüzyıl arasında kullanılan darphanenin bastığı mangır (bakır) paralar koleksiyonlarda. Çok sayıda cami, han, medrese, bedesten, çarşı ve hamam var. Sokak tulumbaları sadece buraya özgü.Tire salı günleri kurulan pazarı ile ünlüdür, bu pazar Türkiye'nin en büyük açık pazarlarından biri olma özelliği taşımaktadır. Bu pazarda yerel sebzelerden, yerel meyvelere; kıyafetten, elektronik eşyalara, birçok ürünü bulmak mümkündür. ALAÇATI, Mozaik döşeli pazarı, dar sokakları, begonvillerle süslü evleri, rüzgar sörfü ve yeldeğirmenleriyle Alaçatı Ege'nin en güzel kasabalarından. İlk yerleşim 1850'lerde, Osmanlı mimarı Hacı Memiş'in bataklıktan kurtardığı alanda oldu. Alaçatılılar balıkçılık, zeytincilik, tütüncülük ve narenciye ile uğraşıyor. Rumlar'dan kalan bir geleneği sürdürerek sakız ağacı yetiştirmeye devam ediyorlar. Eski şarapçılık merkezinde şimdi anason ve enginar da üretiliyor. Bir de yeldeğirmenleri unutulmamalı... İŞTE SİZE EN GÜZEL İKİNCİ 10 KASABAMIZ


AMASRA Fatih burayı görünce ‘‘Çeşm-i cihan bura mı ola?’’ diye sormuş. Zonguldak'a bağlı liman kasabası. Ankara'ya 2.5, İstanbul'a 6 saat uzaklıkta. Balık lokantaları, pansiyonları ve küçük otelleri var. AVANOS ‘‘Kör de bilir Avanos'un yolunu/Testi, bardak kırığından bellidir’’ diye yazmış şair Abdullah Kılıç. Aksaray-Kayseri yolu üzerinde. Dünyanın en eski çanak çömlek merkezlerinden biri. BİRGİ İzmir'in Ödemiş İlçesi’ne bağlı bir müze şehir. Konakları ve yemekleriyle ünlü. Bu bahar bir müzesi olacak. CİDE Kastamonu'nun ilçesi. Kasabanın adına ilk kez İlyada destanında rastlanmış. Burada yapılan ahşap tekneler bütün denizlerde dolaşıyor. CUNDA (ALİBEY) Eski adı Yund, resmi adı Alibey olan Cunda'da yedi kilise, sekiz manastır var. Ayvalık'a bağlı. Balık lokantalarında mutlaka paparina yemek gerekiyor. ÇAMLIHEMŞİN Rize'nin ilçesi. Yaylaları, tarihi köprüleri, zümrüt yeşili ormanları, Karadeniz'in yemekleri, endemik otları, Fırtına Deresi'ne karışan çaylardan çıkan alabalıklarıyla ünlü. HARPUT Elazığ'a bağlı. 4000 yıl önce kurulmuş. Bütün medeniyetlerin izi kalmış. Camiler, kiliseler, türbeler, ilginç mezar taşları, sessizlik, birbirinden güzel bahçeler... Kale'nin restorasyonuna da başlandı. HASANKEYF Mezopotamya'da kurulmuş tarihi kent. Batman'a bağlı. Dicle Nehri üstünde. Dünyanın en eski köprülerinden birinin kalıntıları hálá ayakta. Yakında sular altında kalacak. MİLAS Muğla'nın ilçesi. Mitolojiye göre Milas'ın kurucusu rüzgar tanrısı Mylossos'muş. Karia uygarlığının dini merkeziymiş. Kilimleriyle ünlü. ZİLE Tarihi 5000 yıl öncesine uzanıyor. Tokat'ın ilçesi. Meyve bahçeleri, yemekleriyle tanınıyor. Tarihi yapıları onarılmaya başlandı.

1 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Özellikle Çocuklara ve Gençlere

Her toplum, sahip olduğu değerlerin içerisinde barındırdığı bireylere aktarılması, bu değerlerin bireyler vasıtasıyla sonraki kuşaklara öğrenilmesi ve kabullenilmesini sağlamakla yükümlüdür. Özellikle

  • Facebook Social Icon
  • Twitter Social Icon
  • Google+ Social Icon
  • YouTube Social  Icon
  • Pinterest Social Icon
  • Instagram Social Icon
  • Facebook - Black Circle
  • Twitter - Black Circle
  • Google+ - Black Circle
  • YouTube - Black Circle
  • Pinterest - Black Circle
  • Instagram - Black Circle
bottom of page